"eski türkçeye ait kelimelerin bir derdi anlatma gücü daha kuvvetli sanki. bu nedenle, kendileriyle beraber ifade ettikleri bakış açıları da silinmeye yüz tutmuş bu kelimeleri hatırlamakta fayda var.
istiskal: sevmediğini belli edecek şekilde soğuk davranma.
lâyemut: ölümsüz.
hissikablelvuku: henüz gerçeklesmemiş olanı önceden hissetmek.
mahfuz: muhafaza edilmiş.
beynelmilel: herkes tarafından kabul edilen.
handikap: engel.
malumatfuruş: bilmişlik yapan.
hasbıhal: karşılıklı konuşma.
merdümgiriz: kalabalıkları sevmeyen.
behemehal: mutlaka. her ne olursa olsun.
sermest: sarhoş.
muhteva: içerik.
şikemperver: yemek yemeyi seven.
tahammülfersa: dayanılmaz, tahammül edilemez.
lâyetezelzel: yanılmaz. her şartta güvenilir. sarsılmaz.
sofistike: aşırı karmaşık olan durum.
mamafih: bununla birlikte. bununla beraber.
lalettayin: sıradan. gelişigüzel.
tevatür: kesinlik kazanmamış. ağızdan ağza dolaşan söylenti.
babayani: görmüş geçirmiş. ağır başlı. babaca.
evsaf: nitelikler. vasıflar.
mülhem: ilham almış. gönlüne doğmuş.
âlicenap: haysiyetli. şerefli.
mesnet: dayanak.
müşkülpesent: zor beğenen.
meftun: büyülenmişcesine tutkun, aşık olan.
müştak: özleyen. şiddetle arzulayan.
ahval: hal. hadise.
cimbakuka: biçimsiz, çelimsiz kimse.
farımaz: yılmayan. yılmaz. vazgeçmez.
yafta: etiket.
seyrüsefer: trafik.
alametifarika: marka."
kaynak:
kitapcafe
eskiden daha çok düşünürmüş insanlar. sebebi bu belkide. her kelimenin altından çıkan bir cevher. siz istemeseniz bile düşünmeye sevkediyor. birde az kelimeyle ne çok şey anlatabilirmiş o zamanlar. sükutun altın olduğu zamanlar...